ORCID Profile
0000-0001-5941-1507
Current Organisation
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Does something not look right? The information on this page has been harvested from data sources that may not be up to date. We continue to work with information providers to improve coverage and quality. To report an issue, use the Feedback Form.
Publisher: Turkish Academy of Sciences
Date: 28-02-2020
DOI: 10.2399/YOD.19.011
Publisher: Ankara Pegem Akademi Yayıncılık
Date: 2021
Publisher: Informa UK Limited
Date: 18-07-2017
Publisher: Informa UK Limited
Date: 29-01-2018
Publisher: Universite Arastirmalari Dergisi
Date: 08-2018
DOI: 10.32329/UAD.414967
Abstract: Bu araştırmanın amacı, URAP Türkiye Genel Sıralaması’nda kullanılan puanlama göstergelerinden istatistiksel olarak anlamlı olanların belirlenmesi ve belirlenen göstergelerin yüzdelik olarak ağırlıklandırılmasıdır. Araştırma, URAP verilerinin ikincil kullanımına dayalı, regresyon modellemesi olarak tasarlanmıştır. Araştırmada kullanılan veri seti, 2010-2018 arası URAP Türkiye Genel Sıralamaları’na ait puanlar kullanılarak oluşturulmuştur. Türk üniversiteleri sıralaması için URAP tarafından kullanılan beş gösterge Makale, Toplam Atıf, Toplam Bilimsel Doküman, Doktora Mezun Öğrenci Sayısı ve Öğretim Üyesi/Öğrenci puanlarıdır. Bu göstergelere ait ilk yedi yılki puan ortalamaları hesaplanmış ve bu ortalamalar 2017-18 URAP Türkiye Genel Sıralaması toplam puanlarını açıklamak amacıyla bağımsız değişkenler olarak atanmıştır. Anlamlı göstergelerin hepsinin bir arada bulunduğu ve determinant katsayısı (R2) bire yakın en kapsamlı istatistiksel modelin belirlenmesi için Aşamalı [Stepwise] Regresyon Analizi kullanılmıştır. Analiz sonucunda, 2017-18 URAP Türkiye Genel Sıralaması toplam puanlarına ait varyansın tamamına yakınını (R2=,942) açıklayan bir regresyon modeli elde edilmiştir. Beş göstergeden yalnızca Toplam Bilimsel Doküman Puanı bu modelde anlamlı (p& .05) gösterge olarak yer almamaktadır. Anlamlı göstergeler olan Makale, Toplam Atıf, Doktora Mezun Öğrenci Sayısı ve Öğretim Üyesi/Öğrenci puan ortalamalarına ait standardize edilmiş beta (β) katsayıları kullanılarak bu göstergeler ağırlıklandırılmıştır. Anlamlı göstergelere ilişkin ağırlıklar Makale Puanı için %47,83, Doktora Mezun Öğrenci Sayısı Puanı için %33,61, Toplam Atıf Puanı için %13,48 ve Öğretim Üyesi/Öğrenci Puanı için %5,08 olarak hesaplanmıştır. Anlamlı göstergelere ait ağırlıklar kullanılarak yeniden hesaplanan 2017-18 gösterge puanlarının toplamı ile ağırlıklandırma işlemi yapılmadan aynı göstergelere ait puanların toplamı üzerinden Türk üniversiteleri sıralamaları oluşturularak karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmada, 19 üniversitenin aynı sırada yer aldığı ve 102 üniversitenin sıralamalarının bir ile 22 basamak arasında değiştiği belirlenmiştir.
Publisher: Turkish Academy of Sciences
Date: 04-2020
DOI: 10.2399/YOD.19.01
Publisher: Wiley
Date: 25-01-2019
DOI: 10.1111/HEQU.12198
Publisher: Turkish Education Association
Date: 27-04-2016
Publisher: Springer Science and Business Media LLC
Date: 18-10-2022
Publisher: Egitim Danismanligi ve Arastirmalari (EDAM)
Date: 2015
Publisher: Emerald
Date: 24-05-2022
DOI: 10.1108/IJCED-10-2021-0103
Abstract: The purpose of this study is to examine the relationship between the participation in commercially- and socially-oriented Academics' Societal Engagement (ASE) activities, partnership choices, and funding preferences of academics working in public and private universities from Chile and Turkey. Chile represents a private-dominant higher education system (HES), while Turkey is public-dominant. This article presents the results of an international survey, the Academic Profession in Knowledge-based Society (APIKS), applied to academics from over 20 countries, including Chile and Turkey. Through a quantitative analysis the authors analyse how the dominant institutional type influences ASE activities, partnership choices, and funding preferences. Results from the analysis show that being part of a public or private university does not solely explain the activity type that academics engage with. Moreover, the rate of Chilean academics participating in ASE activities is more than twice that of Turkish academics regardless of the public-private distinction. Further research about the academic life and ASE activities using a qualitative approach can complement this study. Applying further in-depth interviews to obtain more information from external partners can provide different perspectives and help to better understand the ASE activities. Additional analysis could compare external activities by higher education institution (HEI) type regarding vocational/technical centres since the Chilean and Turkish private HEIs included in this study received a mix of public-private funds and are considered not-for-profit, so extending this research to include for-profit private HEIs may be worthwhile for additional comparison. More support and funding for the development of commercially-oriented ASE activities is recommended for Chile and Turkey's HES. In Turkey, a law-update in 2017 facilitates the establishment of technology transfer offices (TTOs) as companies within universities (Author, 2019). Though it is too early to know its effects, a positive contribution is anticipated. Centred Chile's private dominant HES, it would be appropriate for this type of system to also create different support structures to incentivise socially-oriented external activities and partnership opportunities. As done in other universities, the establishment of a community engagement office may provide professional guidance for partnership creations. Regardless of a country's HE public rivate dominance, erse sources of funding and support mechanisms can also be created to strengthen organisational and financial autonomy facilitating academics' participation in ASE activities. For ex le, universities can develop institutional policies to support academic establishment, lead or join in administration of non-governmental organisations, or form institutional media to deliver academics' viewpoints of social issues to the larger and non-academic audience. University managers should also empower the connection between academics and industry and business sector through different organisational structures such as Research Office, Science Park Incubators, Career Centre, while guiding and financially supporting academics' research commercialisation by their TTO experience and sources. The literature has studied the public-private higher education distinction in vast aspects, however, no empirical studies have explored it concerning ASE. Chile and Turkey propose interesting cases since they represent opposite ends considering the public-private predominance of higher education systems. Turkey exhibits a heavy public predominance, whereas Chile has a significantly strong private system.
Publisher: Egitimde Kuram ve Uygulama
Date: 29-09-2023
DOI: 10.17244/EKU.1355304
Publisher: Springer Science and Business Media LLC
Date: 10-05-2020
Publisher: Egitimde Kuram ve Uygulama
Date: 31-12-2020
DOI: 10.17244/EKU.802696
Abstract: Bu araştırmanın amacı, Türkiye’de 12 yıllık zorunlu eğitimin uygulandığı 2012-13 – 2019-20 Eğitim ve Öğretim Yılları arası eğitime dair temel istatistiklerin bütünsel olarak incelenmesidir. Bu amaç doğrultusunda, araştırma genel tarama modelinde tasarlanmıştır. Veriler, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Strateji Geliştirme Başkanlığı ve Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yayınlanan resmi istatistiklerden derlenmiştir. Analiz sürecinde, MEB bütçesi, okullaşma oranları, okul, şube, öğretmen ve öğrenci sayıları ile yükseköğretime geçen öğrenci sayılarına ilişkin bilgiler derlenmiş ve çeşitli hesaplamalarla elde edilen bulgular tablolarla veya grafiklerle özetlenmiştir. Analizlerin sonucu ilk olarak, MEB Bütçesi’nin 2019-2020 Eğitim ve Öğretim Yılı’nda 2012-13 Eğitim ve Öğretim Yılı’na göre 2,64 kat artış gösterdiği belirlemiştir. Bulgular ayrıca, 2012-20 arasında yıllara göre toplam öğrenci sayısının (ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim birlikte) birbirine yakın olduğunu ortaya koymaktadır. MEB Bütçesi’nden öğrenci başına düşen harcama miktarı ise, 12 yıllık zorunlu eğitim döneminde 2.940 TL’den 7.550 TL ’ye çıkmış olsa da Amerikan doları karşılığı olarak 2012-13 yılında 1.614 dolara denk gelen öğrenci başına eğitim harcaması, 2019-20 yılında 1.026 dolara gerilemiştir. Diğer taraftan, 12 yıllık zorunlu eğitim periyodunda şube ve öğretmen başına düşen ortalama öğrenci sayıları 15-30 öğrenci arasındayken, okul başına düşen ortalama öğrenci sayısı ilkokul (192-213 öğrenci) ve ortaokul (296-328 öğrenci) düzeyine kıyasla ortaöğretim düzeyinde (432-628 öğrenci) oldukça fazladır. Bu sonuçlar bir arada değerlendirildiğinde, hem şube hem de okul başına düşen öğrenci sayılarının daha da aşağıya çekilerek Türkiye’deki okullarda öğrenme ortamının genişletilmesi ve zenginleştirilmesi adına yeni okulların açılması ve/veya mevcut okulların fiziki yapısının geliştirilmesi ve doğal olarak bu okullarda görevli eğitimci sayılarında artış sağlanması için eğitim bütçesinin artırılması önemli görünmektedir. Ayrıca, son sınıftayken yükseköğretim sınavına başvuranlardan, yükseköğretimde bir programa yerleşemeyenlerin sayısı sürekli artış göstererek, 2012-13 – 2019-20 Eğitim ve Öğretim Yılları arasında 404.994’ten 608.521’e çıkmış görünmektedir. Yükseköğretime geçiş için bekleyen ve giderek genişleyen bu kitlenin azaltılması için yetkililer tarafından meslek yüksekokulları bağımsız yükseköğretim kurumları haline getirilip bulundukları bölgenin öncelikli alanlarına yönelik programlar açılarak öğrenci kapasiteleri arttırılabilir.
Publisher: Informa UK Limited
Date: 11-01-2017
Publisher: Springer Science and Business Media LLC
Date: 08-2018
Publisher: Informa UK Limited
Date: 13-06-2018
No related grants have been discovered for Baris Uslu.